
Kahvenin kültürümüzdeki gelişimi ve öğrendiklerimiz
Çocuklar kahve içmez kararırsın diyerek yasaklarlardı büyüklerimiz, bende mis gibi kokan taze kavrulmuş kahvenin kokusunu içime çeke çeke “Ne zaman bende büyüyüp içeceğim annaneciğim?” diye sorardım.
Annanem Anakız hanım keyfine düşkün ve kahve tiryakisi bir hanımdı. Tüm tanıdıkları hediye olarak annaneme çiğ kahve getirirlermiş(eskilerden kalan bir adettir derdi ananem) çünkü kahve her zaman satılmaz ve dükkanlarda bulunmazmış. Annaneme “hala” diye hitap ederlerdi ve “Anakız hala senin kahvenin lezzetini başka bir yerde bulamıyoruz , hanımlarımıza öğretmiyorsun.” diye takılırlardı.
Annanemin küçük mangalında, her zaman kor olurdu,bazen üzerini küller kaplayarak uyutulurdu kömürler, lazım olduğu zaman mangalın kenar sapında asılı olan maşa ile eşelenir kömürler yüze çıkarılır sıcak küle bakır cezve içine su,kahve katılır karıştırılarak sürülür kahve pişirilirdi.Bu hazırlığın her aşaması kahve sevenler için çok özel anlardı,büyükleri kahvenin pişmesini, biz çocuklara lokum tutulmasını sabırla bekler,lokumu yedik daha sonra limon kolanyası beklerdik. Görerek yaşayarak öğrendik kültürümüzün güzelliklerini.

Eve gelen her konuk için kahve pişirilmezdi, kahve az bulunduğu için zannederdim o zamanlar.Dikkatimi çeken bir ayrıntı ise daha çok okumuş büyüklere ,memur kişilere ve hanımlarına ikram edilirdi.Büyük özel bir kahve tepsisi üzerinde dantel örtü serilmiş ,özel kahve fincanları içine bol köpüklü pişirilmiş kahve, su bardağı ve içi kırmızı gül kokulu lokum ve akide şekeri dolu olan porselen kapaklı şekerlik ile ikram edilirdi.
Kahve asla büyük boy cezve ile pişirilmezdi.
Hep özen gösterilirdi, birli cezve yada ikili ölçü alan cezvelerde pişirir, öyle ikram edilirdi.
Ananem kahve işi, sabır ister, kavurması ayrı sabır,soğutulması ayrı ,el değirmenin de çekimi ayrı ve kısık ısıda pişirilmesi ayrı bir sabır gerektirir derdi, nur içinde yatsın, bana bu özel bilgileri sabırla öğretti.
Çocukluğumda kahve hep yeşil yani çiğ alınırdı. Ananemin özel kahve kavurmak için tavası vardı. Bu tavada mangal kömüründe, sabırla sallayarak kahveyi kavururdu, biz de seyrederdik.
Kahve tiryakisi olan anneannem kahve kavurma işlemini kimseye bırakmazdı, çok hassas bir ısı ve teknik ile kavururdu.Çok kavrulursa pişirilen kahve acı olur, az kavrulursa kahve tam tadını vermez çiğsi kokar derdi.
Kahvenin kavurma işlemi bitince serilir ve soğutulurdu.
El değirmeninde çekilirdi ve değirmenin ayarı da ince olmalıydı.
Bir çeşit kahve daha yapılırdı dibek kahvesi denirdi ona da. Dibek içinde dövülen kahve un haline getirilirdi çok uzun ve zahmetli bir uğraş olduğu için yapan olmazmış. Biz bu şekilleri gören ve yaşayan son nesildeniz.

Kahve pişirme işlemi ise çok daha incelik gerektirirdi, cezve dövme bakırdan yapılmış olmalıydı. Soğuk içme suyuna sade pişrilmesi esastır, olaki şeker katılırsa o zaman şeker eriyene kadar karıştırılmalı ve köpük kabarınca, fincana veya fincanlara köpüren küpük pay edilerek dökülür, cezve tekrar küle sürülür ikinci kaynama beklenir kaynayınca fincanlar doldurulup servis yapılır. Tek kaynatma yapılılarak fincan doldurulursa kahve beğenilmezdi ve içen kişi hemen söylenir “bu kahve acele yapılmış olmamış” der kahveyi içmezdi.
Anneannem ile beraber mangal külünde kahveyi kavurdum,sonra el değirmeninde çektim,daha sonra mangal külüne sürerek pişirdim ve karşılıklı içtik, ananem bana onay verdi,ne büyük bir sevinçti ne büyük bir onurdu benim için.
Her zaman düşünmüşümdür gerçekten güzel mi yaptım yoksa bana özgüvenimi kazanmam için mi böyle davrandı diye, ama ne için yaptı ise çok doğru yapmış benim mutfak ve yemek ve ev düzeni hakkında kulağıma küpe sözlerini her zaman hatırlar ve dua ederim işim her zaman daha kolay hallolur.
Anneannem bazen “Hadi Hülya bana okkalı bir kahve yap da içeyim” deyince, ben “Ananne, okkalı kahve nasıl yapılacak diye sordum, bana öğretmedin.” dedim. Sonra annanem bana gülerek dedi ki “Bugün canım büyük fincanla kahve içmek istiyor, kahve fincanı büyük olursa kahve okkalı (yani çok) olur“.

Üyelerimden gelen istek üzerine ” Türk kahvesi nasıl pişirilmeli” sorularına karşılık hem çekim yaptık hemde kahvenin benim hayatımdaki yerini de sizlerle paylaşmış oldum.
Kahve kültürünü duyarlı anneler sayesinde evlerimizde, evlatlarımızla pişirerek karşılıklı içerek kahve kültürünün devam etmesini sağlayalım.
-Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
-Kahve tütün,keyifler oldu bütün.
-Gönül ne kahve ister,ne kahvehane,gönül sohbet ister,kahve bahane.