
16 Ocak Cuma günü İzmit’ te bulunan Hyundai Assan Fabrikası’ ndaki Kore Yemekleri Tanıtım Gecesine katıldık. Oraya vardığımızda hazırlıklar tamamlanmıştı. Herşey düzenli olmasına rağmen yine de Koreli gençler ordan oraya koşturuyorlardı. Hatta konuşma yapacak olanlar önceden hazırladıkları konuşmaları prova etmekteydiler. Geçen sene de disiplinlerine hayran kaldığım Koreli aşçı yarışmacılar gibi, burdaki öğrenciler tam bir uyum içinde çalışıyorlardı. Öğretmenleri olduğunu öğrendiğim profesörün yanına gidip yemekler hakkında biraz bilgi edindik.
Hyundai Otomotiv Grubu’nun 2008 yılı Mayıs ayında tüm dünya çapında başlattığı “ Mutlu Hareket” isimli etkinlikler için toplam 500 öğrenci gönüllü olmuş. Onların arasından 25 öğrenci Türkiye’ ye gelmiş. Amacı Kore kültürünü dünyaya tanıtmak olan bu etkinlik Kore insanının çalışkanlığını yakından görmek için güzel bir fırsat .
Aşağıda fotoğraflarını yerleştirdiğimiz yemeklerin hazırlanması için öğrenciler 2 gün boyunca çalışmışlar.Yemeğe geçilmeden önce hazırladıkları gösterileri de sergilediler.
Hemen arka masamızda ve yan masalarda gördüğümüz Kore gazileri derneğinden gazilerimiz bizleri duygulandırdı.

Yemeklerin hazırlanması sırasında gösterilen disiplin ve özenden sonra yemeklerin sofraya getirilişinin de özenli olmasını bekliyorduk. Ancak açık büfe olarak sergiledikleri yemekler kuyruklara girdikten sonra tabaklara alınabildiler. Yemekler hakkında herhangi bir açıklama yapılmıyordu. Oysa ki bu etkinliklerin Kore kültürünü tanıtmak amacı taşıdığı söylenmişti.
Kore Yemekleri
“Mat-itkae Duseyo!” ( Afiyet Olsun )
Soya sosunun kullanıldığı yemekler maalesef ekmeksiz yenmek durumunda. Kore mutfağında ekmeğe pek rastlanmazmış.
Sebze ağırlıklı olan yemekler arasında yine soya sosu ile hazırlanmış dilimlenmiş biftek vardı. Gingsenli Tavuk çorbasının sunumu da ilginç. Ayrıca kürdana dizmiş oldukları havuç, biftek, mantar da özenle hazırlanmış. Bizim mücverimize benzer bir yemekleri daha var. “Kimchijeok” adındaki bu kızartmada kabak yerine lahana turşusunu yumurtaya bulayarak kızarttılar.
Kore mutfağına 17. yüzyılda acı biberin girmesinden sonra yapılmaya başlanan “Kimchi” adını verdikleri acı lahana turşusunu da unutmamak gerekiyor. Her yemeğin yanında tamamlayıcı olarak yediklerini söylediler.
“Bibimbap” adını verdikleri tabakta pirincin yanına sebzeler ve et ile birlikte sunuluyor. Karidesli ve turplu salata yanı sıra, hıyarın ( salatalık) sık kullanılması da dikkatimi çekti. “Oiseon” adını verdikleri bu yiyecek salatalık dilimlerinin arasına biftek, yumurta ve kızmızı tatlı biber yerleştirilerek sunuluyor.
Tatlıyı tanıtırken “sizin baklavanız gibi” diyor profesör, ancak pirin unu ile yapılan “yackwa” ismindeki tatlının bizim baklavamızın yanından geçmesi dahi mümkün değil…Belki sadece tepsi kesimi benziyor olabilir, ancak tat olarak kesinlikle benzemiyor. Bir de bergamot ve bal karışımı üzerine sıcak su eklenerek içiliyor. Adını sormayı unuttuğum bu içecek oldukça lezzetli. İlk fırsatta bu içeceği deneyeceğim.
Kore’ nin önemli bir içeceği daha yeşil çay “durumagi” adındaki yöresel kore kıyafetleri giymiş kızlar tarafından servis edildi.
Ve bir sürpriz karşımıza çıktı. Bal kabağı çorbası üzerine 1 adet koydukları şeyi merak etmiştim. Işıl’ ın da şekilleri hoşuna gitmiş. Tadına baktığımızda bize Dikili’ den bir tadı anımsattı hemen. Evet bu hünnap meyvesiydi. Hünnabın kabuklarını soyup sarmışlar ve çorba üzerinde tat ve dekor amaçlı olarak kullanıyorlar.
Görünüşü çok güzel olan bu tabaktaki ise; tavada kızarmış açelya keki.
Fabrika içinden görüntüler ve fabrika çalışanlarına yemek hazırlayan bizim aşçılarımız:)