Yayınevi : Aksaray Valiliği, 2018
Aksaray’ın mutfak kültürünü araştırmaya başladığım ilk günlerde kimle konuştuysam herkesten yörenin yemeklerinin olmadığını veya çok az olduğunu duyuyordum. Memleketim Konya’nın Aksaray’a komşu olmasından dolayı, zaten yörenin kültürüne aşina olduğum için yüzlerce yöresel yemeği kayıt altına alacağımızdan emindim. 11000 yıl önce Aşıklıhöyük halkı tarafından yerleşilmiş, sonraki dönemlerde binlerce yıl ticaret yollarının üzerinde yer almış bir coğrafya üzerinde olan yörenin beslenme kültürünün de zengin olması gerekliydi! Çalışmalarımız devam ettikçe yanılmadığım da ortaya çıktı. Aksaray’ın merkezi dâhil ilçeleri ve köylerinde yaptığımız görüşmeler sonunda şimdilik 300’e yakın tarife ulaştık.
Aksaray yöresinin beslenme kültürüne ait zenginlik, bölgenin jeolojik ve tarihsel geçmişi ile birlikte değerlendirildiğinde anlam kazanıyor. Aksaray Müzesi’nde 352 milyon yıl öncesine ait bir midye kabuğu, yörenin Dünya’daki canlı türleri tarafından çok eskiden beri yaşam koşullarına uygun bir yer olarak seçildiğinin kanıtı olarak sergilenmektedir. Hasandağı eteklerindeki bitki çeşitliliği veya Tuz Gölü’nün tuza ve kuraklığa dayanıklı olan bitki örtüsünün yöreye sunduğu ayrıcalıkların bu topraklarda yaşayan halkın beslenme biçimini etkilemesi de olağandır. Yörüklerin göçer yaşam biçimi, Ihlara Vadisi’nde kaya oyuklarında meydana getirilen çok katlı yeraltı ev kültürü, bölgenin her dönem ticaret yollarının üzerinde yer alması, tarih boyunca bu topraklarda egemen olan medeniyetler yörenin kültürel birikimine katkı sağlamıştır. Bu sebeple; Aksaray’ın beslenme kültürü sadece yemek adları ve tarifleri ile değil, yörenin tarih ve coğrafyası ile birlikte değerlendirilirse yemekleri tat kazanmış olur.
Umuyorum ki, oldukça titiz bir çalışmanın ürünü olan bu kültür belgesi Aksaray’ı seven herkese,araştırmacılara ve gelecek nesillere faydalı bir kaynak olacaktır. Aksaray’da marka değeri yüksek olan pek çok lezzet, başta Aksaray’daki girişimcileri olmak üzere tüm yöre halkının ilgisini bekliyor.