Taptaze
Anasayfa » OKUYUN » Makaleler » Türk lokumunu da sahiplenemiyoruz!

Türk lokumunu da sahiplenemiyoruz!

Lokum
Lokum

Ve sonunda tüm dünyanın “Turkish delight” olarak bildiği lokumumuz da komşu! tarafından sahiplenildi.
Şaşırdım mı? Aslında Hayır.

Kendilerinin daha önce içli köfteyi, yoğurdu, döneri, Hacivat ile Karagöz’ü ve hatta Behçet hastalığını (Bu hastalığı ilk tanımlayan kişi Hulusi Behçet adında bir Türk doktoru olduğu için 1947’deki bir uluslararası tıp kongresinde hastalığa ‘Behçet’ adı verilmiş.) da sahiplenmeye çalıştıklarını biliyoruz.

Rum Tarım Bakanı Fotis Fotiu, lokumun isim tescilinin yapılması için aylar önce başvuruda bulunduklarını ve itiraz süresinin 21 Ekim’de sona erdiğini belirterek, “Bundan böyle AB toprakları içinde lokum Kıbrıs lokumu olarak bilinecek. ‘Turkish delight’ yerine ‘Cyprus delight’ olarak anılacak” dedi. Rum Tarım Bakanı Fotis Fotiu, lokumun isim tescilinin yapılması için aylar önce başvuruda bulunduklarını ve itiraz süresinin 21 Ekim’de sona erdiğini belirterek, “Bundan böyle AB toprakları içinde lokum Kıbrıs lokumu olarak bilinecek. ‘Turkish delight’ yerine ‘Cyprus delight’ olarak anılacak” dedi.
Bu şu demek, kamuoyuna açıklamayı yapmadan önce itiraz süresinin geçmesini beklediler…

2006 yılında Kıbrıs Rum yönetiminde düzenlenen Avrupa Günü etkinliklerinde dağıtılan tatlı kitabında baklava, Rumların ‘milli tatlısı’ olarak tanıtılmıştı. Ayrıca 2004 yılında Rumlar 1.5 tonluk bir lokum yaparak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş, 35 usta, 2.5 ton şeker, 350 kilo yağ ve 150 kilo badem kullanarak 40 saatte dev lokumu tamamlamış ve Türk lokumunu da ‘Rum tatlısı’ olarak kayda geçirmişti.

Birileri gözü açık! sahipsiz gördükleri şeyleri de sahipleniyorlar, “o ulus” hakkında bir yorum yapmayacağım, ancak benim sözüm Türkiye’deki mutfak emekçilerinedir.
Hani yarışmalarda jürilik yapan, yemek dergilerinde yazılar yazan, hayatlarını mutfağa verdiğini söyleyen insanlar. Dernekler kurup bir araya gelip neden bu konuları konuşmuyorlar da, Fransız mutfağı, Çin mutfağı muhabbetlerini yapıyorlar?

Televizyonlarda yöre yöre Türkiye mutfağı konulu yemek programları yapılırken ise sadece laf kalabalığı yapan, hamur işi yaparken unları birbirinin suratına atıp komedyenlik yaptıklarını sananları ekrana çıkaranlara ne demeli? Yıllardır gözümüzün önünde olan kendini turizme, Türk mutfağına adamış gibi görünen basın mensuplarına da lafım var.

Demek ki, şimdiye kadar bu konuda çalışma yaptıklarını iddia edenler samimi değiller idi. Demek ki; bu işi sahiplenmek gerekiyor. Eğer kendini bilmiş ve aydın diye niteleyenler bu konuda susuyor hala Fransız mutfağı hikayesini anlatmaya devam ediyor ise, o zaman bu ülke toprağında yetişmiş samimi olan insanların konuşma vakti gelmiş demektir.

Aşçılık okullarındaki gençlerin de artık unvan olarak kendilerine “chef” demeyi bırakıp Türkçe bir unvan bulmalarının da vakti geçmiştir bile.

Eğer kendi dilimize sahip çıkmazsak lokumumuzu da, yoğurdumuzu da , dolmamızı da, dönerimizi de, baklavamızı da sahiplenirler, hatta gün gelir hadlerini aşıp, toprağımızı da.

Şuna da bak

Erik Hoşafı

Erik Hoşafı

Malzemeler 1,5 kg mürdüm eriği 1 su bardağı su 1 su bardağı toz şeker

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir