
Türk Mutfağı oldukça sağlıklı bir mutfaktır ve zeytinyağlılar diye özel yemek bölümü ilk ve tek bizim mutfağımız da vardır, bu böyle biline ve sahip çıkıla.
Eskiden beri yapılan yemeklerde kullanılan gıdalar ve bunların birbiriyle uyumu, bir kişinin günlük besin ihtiyacını dengeli olarak karşılayabiliyor. Atalarımız bu başarıyı belki fark etmeden, belki de hesaplayarak gerçekleştirdiler. Bize düşen görev ise; mutfağımızdaki bu hazine üzerine serpilmiş olan tozu silip yeniden gençlerimizi sahip olduğu değerlerle tanıştırmaktır.
Mutfağımızda kullanılan yağlar yöresel farklılıklar gösterir. Sağlıklı olan yağları sayarsak,
-Tereyağı (sade yağ)
-Zeytinyağı
-Bitkisel yağlar, ayçiçeği, mısır özü, fındık, pamuk, susam, haşhaş, kanola yağı olarak kullanılır.
Mutfak dostu olarak sizlere yazma gereği duydum, çünkü gençlerin yazdıkları yorumlar bilgi eksiklikleri içeriyor dolayısiyle, doğru bilgileri sizlerle paylaşmak ve uyarılarda bulunmak istedim. Doğru bilgileri uygulayıp sağlıklı yemekler yapmak size kalıyor. Bilim adamlarının son günlerde yapmış oldukları açıklamalara hepimiz kendi bilgimize göre yorum getiriyoruz.
Sağlıklı bir mutfağım var, çünkü;
– Mutfağımda sızma zeytinyağı kullanırım; sabah kahvaltısı, salatalar ve soslarda, hamur işlerinde, kurabiye, kek ve hamur tatlılarında.
– Kızartmalarda rafine zeytinyağı kullanırım.
– Kullanılan yağları kesinlikle yakmadan tüketiriz.
– Zeytinyağını kullanırken yarısını pişirirken, diğer yarısını pişirdikten sonra yemeğe ilave ederim.
– Soğuk sıkma sızma zeytinyağımı güvendiğim küçük üreticiden alırım.
Çanakkale, Edremit, Ayvalık, Dikili, Aydın, Milas, Gemlik, Soma bölgelerinde yetişen zeytinlerden sıkılan yağı çok beğenirim. Siz de bu yörelerimize giderseniz veya yolunuz düşerse üretici kooperatiflerini bularak satın alın.
Tereyağ ve sade yağ
Mutfakta kullandığım tereyağını ise eşimin memleketi Tosya’ dan getirtiyorum. Eğer imkânınız varsa sizde getirtin. Bu tereyağını uzun süre dayanması için işlemlerden geçirerek “sade yağ” haline getiriyorum. Özel işleme tabi tutulan tereyağı, bu sırada içinden ayıklanan köpüklerinden arındığı için, damarlara yapışan zararlı maddelerden de arınmış oluyor. Doktorların tereyağı önermemesinin sebebi de işte bundandır. Ancak sade yağda bu sorun ortadan kalkmış oluyor. Tabi arındırılmış olduğu için ok fazla tüketmenizi önermiyorum. Neticede her şeyin fazlası zararlıdır. Ancak, özellikle mutfaklarınızda bulundurmanızın iyi olacağını düşündüğüm sade yağı, yemeklerinizde de kullanmalısınız.
Özellikle Anadolun çeşitli yörelerinde kullanılan sade yağ, baklavacıların da tercih ettikleri bir yağdır. Baklava içinde kullanılır ve uzun süre dayandığı için tercih edilir.

Sade yağın nasıl hazırlandığını izlemek isterseniz TIKLAYINIZ. Pazardan aldığım 5kg lık tereyağı tencereye koydum ve ocağı yaktım. Kısık ateşte erimeye başlayan tereyağın üzerine eridikten sonra 2 bardak soğuk su ilave ettim. Ve tahta kaşıkla karıştırmaya devam ettim. Bu sırada oluşan köpükleri de göreceksiniz. Yavaş yavaş metal veya tahta kaşıkla üzerindeki köpükleri toplamaya başladım. Uzun bir süre kısık ateşte ısınan tereyağını karıştırdıkça üzerinde köpük de oluşmaya devam ediyor zaten. Bu sırada ocağı biraz daha açabilirsiniz. Nihayet köpük oluşumu bittikten sonra ocağı kapatıp yağı beklemeye bırakabilidim. Dışarıda hava sıcak ise dolapta da bekletebilirsiniz yağı.
Sırada donan yağın altında biriken ayranlı suyu süzmekteydi. Onu da gerçekleştirdikten sonra yağı yeniden tencereye koyup ocağın altını yaktım. Önce kısık ateşte bir süre ısınan yağı aynı işlemlerden geçirdim. Ve donmaya bıraktım, ayranlı suyu temizledim ve üçüncü ez yeniden aynı işlemleri uyguladım. En sonunda zaten ayranlı su dediğimiz bu suyun içinde neredeyse bulanıklık kalmamıştı, sade suya yaklaşmıştı. Ve elde ettiğim sade yağı saklama kabına alarak dolaba aldım.
Sağlıklı mutfaklarınızda afiyetle yemeklerinizi yemeniz dileğiyle.